Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
KİTAP

SEVDANIN ADI SİYAH-BEYAZ

SEVDANIN ADI SİYAH-BEYAZ
20.12.2025 20:37
0
A+
A-

Sevda ne yana düşer dostlar, ölüm ne yana? Ölümü yazmak kolaydır da, bir ekol olan Beşiktaş’ın son dönemde yaşadıklarını yazmak insana ağır geliyor. Çünkü biliriz ki sevda yoksa, zamanın da tadı tuzu yoktur. Beşiktaş’ı anlatmak; yalnızca bir futbol kulübünü değil, bir duruşu, bir vicdanı, bir halk kültürünü anlatmaktır.

YORUM/HABER Yazısı: Ali Akdemir
Bugün Beşiktaş zor günlerden geçiyor. Sahadaki sonuçlardan bağımsız olarak, camianın ruhunda bir yorgunluk, tribünlerde bir hüzün hissediliyor. Üstelik bu hüzün yalnızca Beşiktaşlılara özgü de değil; farklı takımları tutan birçok futbolseverin gönlünde Beşiktaş’ın her zaman ayrı bir yeri olmuştur. Çünkü Beşiktaş, bu ülkenin vicdan takımlarından biridir.

BİR EKOL OLARAK BEŞİKTAŞ
Beşiktaş, 122 yıllık tarihiyle yalnızca başarıların değil, centilmenliğin ve onurun da kulübüdür. Köklerinde, 1900’lü yılların başında emperyalist işgallere karşı verilen bağımsızlık mücadelesinin izleri vardır. Cumhuriyet’in kuruluş sürecinde filizlenen Kuvayı Milliye ruhu, Beşiktaş’ın karakterine sinmiş; kulüp, tarih boyunca bu ruhu sahaya ve tribünlere taşımıştır.

Beşiktaş’ı diğer kulüplerden ayıran en temel özellik, insan ilişkilerindeki samimiyet ve toplumsal olaylara karşı sergilediği duyarlılıktır. 1970’li yıllarda idealist gençlik hareketlerinin etkisiyle daha da güçlenen bu anlayış, Beşiktaş’ı bir spor kulübünün ötesine taşımıştır.

HALKIN TAKIMI
Beşiktaş, her zaman Cumhuriyet değerlerine sahip çıkan, halktan yana tavır alan bir kulüp olmuştur. Mazlumun yanında duran bu anlayış, taraftar profiline de yansımıştır. Beşiktaş tribünleri yalnızca tezahürat yapılan alanlar değil; haksızlıklara karşı ses yükseltilen, adalet talebinin dillendirildiği mekânlar olmuştur.
Bu noktada Çarşı’yı anmadan Beşiktaş’ı anlatmak eksik kalır. 1982 yılında kurulan Çarşı Grubu, 70’lerin toplumsal ruhunu taşıyan yapısıyla Beşiktaş tarihinin ayrılmaz bir parçasıdır. Haksızlığa karşı duruşu, ırkçılık karşıtı söylemleri ve sosyal sorunlara duyarlılığıyla Çarşı, tribün kültürünü bir vicdan hareketine dönüştürmüştür.

Nükleer santrallere karşı açılan pankartlar, “Tam Demokrasi” çağrıları, Van Depremi’nde yürütülen yardım kampanyaları ve “Van Üşüyor” dayanışması… Tüm bunlar Beşiktaş taraftarının neden “farklı” olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Alınan “En Centilmen Taraftar” ve Empati ödülleri de bu duruşun tesadüf olmadığının kanıtıdır.

AHDE VEFA MESELESİ
Benim Beşiktaş’la bağım tribünde başlayan, yıllar içinde emeğe dönüşen bir bağdır. Çocukluğumdan bu yana siyah-beyaz renklere gönül verdim. 2002 yılında Hamburg’da kurulan Beşiktaş Derneği’nin kurucu üyeleri arasında yer aldım; tüzük çalışmalarında aktif görev üstlendim. Derneğin Türkiye’de resmî olarak tanınması için rahmetli İsmail Kızıltan ve yol arkadaşlarımızla birlikte büyük emek verdik.

Almanya’da Beşiktaşlıların örgütlenme sürecinin her aşamasında yer aldım. Beşiktaş Dergisi’nde yazılarım yayımlandı, 2009 yılında Hamburg Beşiktaş Dergisi’nin genel yayın yönetmenliğini üstlendim. Yaklaşık 30 yıldır Almanya ve Türkiye’de basın emekçisi olarak yazıyor, hâlen kalemimi bu sevdanın hizmetine sunuyorum.

Elbette bu süreçte ahde vefasızlıklar da yaşadım. Zaman zaman emeklerin görmezden gelindiği anlar oldu. 2023 yılında Beşiktaş Kongre Üyeliği başvurumun küçük hesaplar nedeniyle gecikmesi de bunlardan biridir. Ancak şunu açık yüreklilikle söylemeliyim ki; yaşanan hiçbir kırgınlık Beşiktaş sevgimden bir zerre eksiltmedi. Tam tersine, bu sevda daha da derinleşti.

SON SÖZ YERİNE
Unutulmamalıdır ki yönetimler geçicidir. Ahmet gider, Hasan gelir; Hasan gider, Hüseyin gelir… İsimler değişir, koltuklar değişir. Kalıcı olan tek şey Beşiktaş sevgisidir. Bu renklere gönül veren herkes—yönetici, futbolcu, taraftar—bu sorumluluğun bilinciyle hareket etmelidir.
Bugün saha sonuçları can yakabilir, tablo iç açıcı olmayabilir. Ama Beşiktaş taraftarı iyi günde de kötü günde de takımının yanındadır. Çünkü Beşiktaş bir skor meselesi değil, bir kimlik meselesidir.

VE UNUTMAYALIM:
“Ölümle yaşamı ayıran çizgi, siyahla beyazı ayıramaz. Her yolun sonunda ölüm olsa da, sevenleri kimse ayıramaz.”

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.