CHP İstanbul İl Kongresi’ni iptal eden mahkeme kararına rağmen yeniden seçilen Özgür Çelik, bugün mazbatasını alarak göreve başladı…
CHP İstanbul il yönetiminin mahkeme kararıyla görevden alınması ve yerine kayyım atanmasının ardından düzenlenen olağanüstü kongrede yeniden il başkanı seçilen Özgür Çelik, bugün mazbatasını aldı.
Çelik, T24’ün aktardığına göre saat 15.04’te Sarıyer İlçe Seçim Kurulu’na geldi.
CHP’liler arasında kavga varmış gibi bir algı yaratılmak istendiğini belirterek, “CHP’de kavga yok. Bir yanda otoriter iktidara teslim olmuş bir yönetim, diğer yanda oyunu kullanan delegelerimiz, partisine sahip çıkan yurttaşlarımız var. Çarşamba günü Küçükçekmece’de olacağız. Millet ayakta ve siyasetin mahkeme kararlarıyla dizayn edilmesine karşı. Kimse umutsuz olmasın, bu mücadele bir avuç oligark ile halkın mücadelesidir. Sonunda kazanan halk olacak” dedi.
Kayyım olarak atanan Gürsel Tekin’e de değinen Çelik, “Mahkeme kararıyla gelir, mahkeme kararıyla giderim diyenlere söyleyecek bir şeyim yok. Ben örgütün iradesiyle geldim, onların iradesiyle giderim. 5 bin polis kapıya dayandığında da görevimin başındaydım. Siyasallaşmış yargının kararlarıyla konuşanlara cevabım yok” ifadelerini kullandı.
Mahkeme kararıyla CHP İstanbul İl Kongresi iptal edilmiş, mevcut yönetim görevden uzaklaştırılarak aralarında Gürsel Tekin’in de bulunduğu bir kayyım heyeti atanmıştı. Bunun üzerine olağanüstü kongreye gidilmiş, aynı gün kongrenin durdurulması için mahkemeye başvurulmuştu. Ancak olağanüstü toplanan Yüksek Seçim Kurulu, “Başlayan kongrenin iptali mümkün değildir” diyerek sürecin devamına onay vermişti.
Tüm engellemelere rağmen yapılan olağanüstü kongrede yeniden başkan seçilen Çelik, mazbatasını almak üzere geldiği Sarıyer Kaymakamlığı önünde partililer tarafından alkış ve sloganlarla karşılandı. Çelik’e bu süreçte CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek de eşlik etti.
Özel, İBB soruşturmasında hâlâ iddianame hazırlanmadığını eleştirerek “Ak Toroslar” ifadelerini kullandı ve parti olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TBMM açılış konuşmasında yer almayacaklarını duyurdu
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, tutuklu İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olamaması durumunda partisinin adayı olarak ismini açıkladığı ABB Başkanı Mansur Yavaş’ın adaylığında da ön seçim uygulamasına gidileceğini söyledi.
İBB soruşturmasında henüz iddianame yazılmamasına dair de konuşan Özel “Biz bu ‘Ak Toroslar’ çetesinden kurtulmuş olacağız. Çünkü onlar iddianameyi yazacaklar ve artık hâkim olacak ve mahkemenin savcısı olacak. O konuyla ilgili de çeşitli hazırlıklardan, özel atamalardan, özel olarak düşebileceği bir mahkemeden bahsediyorlar. Ben de onunla ilgili bir hazırlık yapıyorum” dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 25 Eylül’de Evrensel gazetesinde yayınlanan röportajda, Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş’ın anketlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı geçtiğine işaret ederek, Yavaş için “Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olmaması, olamaması durumunda en kuvvetli aday” demişti.
Siyaset kulislerinde Mansur Yavaş’ın, cumhurbaşkanı adaylığı tartışmalarına “henüz erken” diyerek girmek istemediği konuşulurken, CHP lideri Özgür Özel’den konuyla ilgili yeni açıklama geldi. TV 100 canlı yayınında konuşan Özel, ön seçimde 15,5 milyon vatandaşın oyuyla belirlenen cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun adaylığına engel çıkması durumunda ne yapacaklarının sorulması üzerine şunları söyledi:
”Biz dedik ki adayımızı belirleyelim. Genel Başkan değil ya da PM olarak belirlemeyelim, tüm delegelere soralım. Mansur Yavaş, o dönem dedi ki ‘Ben ön seçime girmeyeyim’. Çıkacak sonuca saygılı olacağını söyledi. Hatta oy kullandı. Mansur Bey bire bir konuşmamızda ‘Ön seçim doğru değil’ dedi.
Ekrem Başkan’ın bir yedeği yok, Ekrem Başkan adaylaşamazsa biz bunu yine 2 milyon üye ile hatta 15 milyon ile kararlaştırırız. O yüzden Mansur Bey adaylaştırılacaksa da bunu bu şekilde yapacağız.”
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 1 Ekim’de düzenlenecek açılış oturumunda Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yapacağı konuşmaya ilişkin tavrını belirleyen CHP yönetimi, Erdoğan’ı karşılamama ve uğurlamama kararı almıştı.
Özel, konuyla ilgili şöyle konuştu:
“İstanbul İl Başkanlığı’mıza 5 bin polisle girdiler. Halen daha İstanbul İl Başkanlığı’mızın adresinin adres değişikliklerini yapmayıp, polis zoruyla oraya kayyum meraklıları gelip gidiyorlar. Benim milletvekillerime 1 karış mesafeden gaz sıkıldı. Ben Meclis Başkanı’nı üç kez aradım. Bir adım yaptıklarından geri durmadılar. Bu kadar kötülüğün olduğu yerde bize bunları yaşatan yürütmenin, açılış konuşmasını yaptığı yerde CHP olmaz. Milletvekilleri ertesi gün meclis çalışmaları başladığında en net şekilde çalışacak. Sonraki bütün faaliyetler devam edecek.
Biz, Cumhurbaşkanı’nın konuştuğu yerde, onun bize anlattığı hikâyeyi dinlemeyeceğiz. Çünkü 47 yıl muhalefette kalan bir partiye yapmadığını bırakmamışsın, o parti birinci parti olmuş, gelmiş senin elini sıkmış, yeni bir kredi açmış demokrasiye, ‘Türkiye’nin menfaatinde birlikte olalım, kavgayı bırakalım’ demiş, sen ona bunu yapıyorsun.
15,5 milyon insanın seçtiği cumhurbaşkanı adayını Silivri’de 12 metrekarelik hücrede tutuyor. Erdoğan da zamanında suçlandı ve yargılandı. Bizde daha iddianame yok ama onda onlarca dava vardı ve yargılanıyordu. Bir gün kapısına polis gitti mi Erdoğan’ın? Gitmedi. Emine Hanım kapıyı açıp da ‘Tayyip Bey seni almaya geldiler’ dedi mi? Kalacağı cezaevi özel hazırlandı, yanında yatacak kişi bile özel hazırlandı. Gitti ve kendisi övünerek ‘30 bin kişi benim ziyaretime geldi’ diyor. Orada bir şiir albümü çıkarttı.
Ekrem İmamoğlu için daha iddianame yok, yargılanma yok, olsa bile ceza yok, istinaf yok, yargı yok, kesinleşme yok yani hukuken suçlu değil ama İBB’deki fotoğraflarını indiriyorlar. Metro’da sesi varmış, sesini durduruyorlar. Şu anda kendisine yapılmayan zulmü, arkadaşımıza, bir sonraki cumhurbaşkanına yapıyor. Bunları yapan kişinin konuşma yaptığı yerde bulunmayacağız. 6 ay oldu. Milletin vicdanında bu mesele siyasi bir mesele olarak algılandı.”
CHP Genel Başkanı Özel, “Bahçeli’nin bu konuda bir hassasiyeti var. İddianamenin bir an önce yazılmasını istiyor. Oradaki durum ne sizce?” sorusu üzerine, şunları söyledi:
“Eylül ayında Aziz İhsan Aktaş iddianamesi, ekim ayında da İBB iddianamesi bitecek demişlerdi. Eylül bitti ama iddianame gelmedi. Bu da bir endişe yaratıyor. Ümit ediyorum, ekim ayı içinde iddianame çıkmalı. Sayın Bahçeli’nin iddianame konusundaki ifadeleri çok kıymetli.
İstanbul İl Başkanlığı binası davalık, binada görev yapan il başkanı davalık, il kongremiz mahkemelik, kedimiz vardı o da veterinerlik. Biber gazını yiyince onu da götürmüşler. Çok korkmuş, hastalanmış. Bu kadar kötülük olur mu?
Bir yandan cumhurbaşkanı adayımıza, belediye başkanlarımıza ve ailelerine saldırı, CHP’nin il binasına, il kongresine, il başkanına saldırı… Suçumuz ne? Tayyip Erdoğan’ı yenme suçu.”
Özel, “İddianame ekim ayında gelirse ne bekleyeceğiz?” sorusunu şöyle cevapladı:
“Biz bu ‘Ak Toroslar’ çetesinden kurtulmuş olacağız. Çünkü onlar iddianameyi yazacaklar ve artık hâkim olacak ve mahkemenin savcısı olacak. O konuyla ilgili de çeşitli hazırlıklardan, özel atamalardan, özel olarak düşebileceği bir mahkemeden bahsediyorlar. Ben de onunla ilgili bir hazırlık yapıyorum, o mahkemeye düşerse bu hâkim, bu hâkim, bu hâkim, noterden bir tespit yaptırıp, o gün bu kâğıdı açabilirim. ‘O kadar mahkeme, imkân varken hangi mahkemeye ve kime düşürdüler’ diye bir noter zarfı kapatabilirim, günü gelince açabilirim. Buna niyetliyim. Bu şüphelerimiz gitgide kuvvetleniyor, bir mahkemeye denk getirme, kendi emanet bıraktığı birine denk getirme, orada gördürme…”
“Fatih Altaylı, başınıza bir şey gelebilir diye korkuyor. Hakkınızda fezlekeler de var. Sizin bir kaygınız var mı?” sorusuna Özel, şunları söyledi:
“Önünüzdeki kitapta ‘Millete Emanet’ yazıyor. Bizim, Ekrem Başkan ile ortak bakış açımız şu; önce Allah’a, sonra millete emanetiz. Ne yaparlarsa yapsınlar, millet bir karar verdi mi, onun önünde hiçbir set durmaz. Bu milletin zihninde iktidarı değiştirme fikri olgunlaşmış. Ekrem Başkan’ı da diğer arkadaşları da içeri atsalar, bize ‘korumayı artırın’ diye tehditler yapsalar da başa gelen çekilir. Biz bu işlerden korksak, hiç bu işlere girmezdik. Bizim pozisyonumuz, 100 yıl sonra Atatürk’ün partisini iktidar yapma pozisyonu. Bunun için saldırı, tehdit altındayız.