Yargıtay Başkanı Ömer Kerkez, ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılmasının ihlal kararının kendisinden daha önemli olduğuna vurgu yaptı.
Anayasa Mahkemesi ile Avrupa Birliği-Avrupa Konseyi işbirliğinde yürütülen “Anayasa Mahkemesinin Temel Haklar Alanındaki Kararlarının Etkili Şekilde Uygulanmasının Desteklenmesi Projesi” kapsamında daha önce İstanbul, Antep, Bursa, Trabzon, Erzurum ve İzmir’de düzenlenen bölge toplantılarının yedincisi, Diyarbakır’da yapıldı.
“Adli ve İdari Yargıda Bireysel Başvuru İhlal Kararları ve İhlalin Sonuçlarının Ortadan Kaldırılması” konulu bölge toplantısına, Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya ve Yargıtay Başkanı Ömer Kerkez de katıldı.
Yargıtay Başkanı Ömer Kerkez açılışta yaptığı konuşmada, bireysel başvuru sonucu verilen ihlal kararlarının gereğinin yerine getirilmesi ve ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılmasının, önemli bir husus olduğunu vurguladı.
İhlalin sonuçlarının ortadan kaldırılmasının, ihlal kararının kendisinden daha önemli olduğuna dikkat çeken Kerkez, “Çünkü ihlalin sonuçlarının giderilmesi mümkün olmazsa ihlal kararının bir anlamda havada kalması ve uygulanmaması söz konusu olur. Anayasa Mahkememiz bireysel başvuru sonucu bir ihlal kararı tespit ettiği zaman, ki bunu çok yakından görüyoruz, hissediyoruz, mahkememiz bu konuda çok özverili çalışıyor, çok emek sarf ediyor, çok özen gösteriyor” dedi.
Anayasa Mahkemesi bir ihlal kararı verdiği zaman tüm kurumların, tüm yargı organlarının buna uyması ve gereğini yerine getirmesi gerektiğine işaret eden Kerkez, şunları söyledi:
“Çünkü kesinlikle şu cümleyi söylemek istiyorum. İhlalin sonuçlarının giderilmesi de vatandaşımızın bir temel hakkıdır. Ve ihlal kararı giderilmeyen vatandaşımızın da temel hakkı yeniden ihlal edilmiş olur ve bu tekrar bir bireysel başvuruya söz konusu olur aslında. Bu nedenle ihlal, bugün ve yarın özellikle ihlal kararlarının sonuçlarının giderilmesi konusunda çok dikkat kesilmenizi istirham ediyorum ben sizlerden. Hatta bu konunun gerek Anayasa Mahkememizin ihlal kararları, gerek AİHM’in kararları hakkında da hakim yardımcılığı diyelim artık hakim yardımcılığı getirildi, bu bölümde de akademide çok önemli dersler verilmesi ve hakim-savcılar arasında mesleki eğitimler düzenlenmesi gerektiği kanaatindeyim.
Bu toplu toplantılar da şu anda görev yapan meslektaşlarımız için de çok büyük farkındalık oluşturacaktır. Burada en önemli hususlardan biri de bana göre empatidir. Biz hakkı ihlal edilen veya hakkının ihlal edildiğini iddia eden, söyleyen, bunun için sızlanan vatandaşımızın yerine kendimizi koymayı bilmemiz lazım. Biz aynı durum ile karşılaşırsak, ne yapılmasını istiyorsak onu yapmamız lazım.”
Yargıtay Başkanı Kerkez’in konuşmadaki “AYM kararlarına uyulması gerektiği” vurgusu, özellikle son yıllarda AYM ile Yargıtay arasında süregelen tartışmalar açısından kritik.
AYM’nin pek çok ihlal kararı, Anayasa’nın açık hükmüne rağmen çeşitli saiklerle uygulanmamaya devam ediyor. İnfaz hâkimlikleri, Yargıtay daireleri veya ilk derece mahkemeleri, bu kararları “yetki aşımı” veya “hiyerarşi yokluğu” gerekçesiyle uygulamıyor.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, hakkında verilen çeşitli AYM kararlarına rağmen dokuz yıldır Edirne Cezaevi’nde bulunuyor. Aynı şekilde hakkında AYM’nin hak ihlali kararı verdiği iş insanı Osman Kavala da sekiz yıldır cezaevinde.
Son olarak Türkiye İşçi Partisi (TİP) milletvekili Can Atalay da AYM’nin Ocak 2024’te verdiği hak ihlali kararına rağmen hala cezaevinde. AYM, Atalay hakkında hak ihlali kararı vermiş fakat İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi ve Yargıtay bu karara uymamıştı.
Bunun üzerine milletvekilinin avukatları dosyayı yeniden AYM’ye taşımış, başvuruyu genel kurul gündeminde ele alan AYM, oy çokluğuyla ihlal kararı vermişti. AYM’den yapılan bir açıklamada hem yerel mahkeme hem de Yargıtay eleştirilmiş, bu kurumların “anayasayı gözardı ettiği” ifade edilmişti.
Yargıtay ise yine karara uymamış ve AYM’nin kararının “hukuki değerlerden yoksun” olduğunu savunmuştu.