DOLAR
32,5304
EURO
34,8798
ALTIN
2.441,91
BIST
9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
15°C
İstanbul
15°C
Az Bulutlu
Pazartesi Az Bulutlu
17°C
Salı Az Bulutlu
17°C
Çarşamba Az Bulutlu
18°C
Perşembe Az Bulutlu
19°C
KİTAP

Biz Ceyhanlılar Çukurova’nın sıcağından kaçmak için Gavur dağının yaylalarına çıkarız…

Biz Ceyhanlılar Çukurova’nın sıcağından kaçmak için Gavur dağının yaylalarına çıkarız…
09.02.2024 18:58
0
A+
A-
Reklamlar

Biz Ceyhanlılar yazları Çukurova’nın sarı sıcağından kaçmak için Gavur dağının yaylalarına çıkarız. Benim de çok uzun yıllar yaylam Zorkun oldu. Benim güzel yaylam, hiç bir yere benzemez…

Çocukluğum, gençliğim, mis gibi tahta kokan evim, çinkodan çatımıza saçlarını sarkıtıp arada bir kozalağını hediye eden sevgili çam ağaçlarım; siz mi bize yaslanırdınız yoksa biz mi size bilinmez, evimizle sarmaş dolaş dallarına kurduğumuz salıncakta bize ninniler söyleyen iğne yaprakların, yaktığımız dev gibi ateşler, etrafında yaptığımız danslar…

Çalınan gitarlar, söylenen şarkılar, Zafer bayramı etkinliklerimiz, akşam üzeri evimizin bahçesinde oynadığımız voleybol, Hacı Bekir’in tazecik kurabiyesi, Zom zom inen dağları, aşağı çarşıdaki fırının pidesi, tavası, pişirilirken tüm yaylayı mis gibi tarçın kokutan bayram kömbesi…

Karanlık Dere’de yaptığımız piknikler, elimizi ayağımızı sokamadığımız buz gibi suları, soğuk sularına koyduğumuz karpuzu çatlatan Çağlayan, çocukken her yerini karıncalar basmış sanıp korku içinde gitmek istemediğim Karıncalı, Mitisin’de yediğimiz süt mısır, saçları dökülüp kel kalmış Keldaz, ateş yakmak için topladığımız kozalaklar, nane kemun satan palabıyıklı amcamız ki kimyon satardı…

Eşeklerle satılan tazecik en doğalından sebze meyveler, çiğneyerek yumuşatamadığımız kenger sakızları, mis gibi ballı çilekler, ballı böğürtlenler, çıktığımız yol boyları, arabalarıyla etkilemek istedikleri kızların yanından yüksek sesle müzik çalarak defalarca gelip geçen umutlu gençler, ilk bakılmalar ,ilk kalp çarpıntıları, kaynatılıp sakız gibi bembeyaz asılan çamaşırlara inekler sürtünmesin diye başında nöbet tutmalarımız, komşu teyzelerin dedikoduları, anneme “bu kızlar kocaman oldular sen hala sokakta hoplamalarına nasıl izin veriyorsun” ları…

Ceyhan da işi olan, sabahtan ovaya inenlerin bir an önce işlerini bitirip sıcaktan kaçıp Zorkun’un serin kollarına sığınmaları, eylülde açan göç çiçeklerinin artık Ceyhan’a dönme zamanının geldiğini haber vermesi, seneye buluşma sözleri, ağlayarak ayrılışların verdiği hüzün, son geceye özel yaktığımız ateşin etrafında bu kez dinlediğimiz o güzel ve hüzünlü şarkılar, elektrikler olmadığı için arabaların akülerine bağlanan teyplerden dinlerdik bu şarkıları…

(Ha orda hemfikir olamazdık bir turlu Ümit Besen şarkıları mi Ferdi Özbegen sarkılları mı ikilemi yaşadık hep, bu arada bence Ferdi Özbeğen’ciydim) ve ömürlük arkadaşlarım bitmeyen sevdam

Zeynep İnan 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.