DOLAR
32,5650
EURO
34,9596
ALTIN
2.447,87
BIST
9.716,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cumartesi Hafif Yağmurlu
16°C
Pazar Az Bulutlu
18°C
Pazartesi Az Bulutlu
18°C
Salı Az Bulutlu
18°C
KİTAP

 YÖK’ÜN KURULUŞ FELSEFESİ VE KARANLIK TARİHİ…

 YÖK’ÜN KURULUŞ FELSEFESİ VE KARANLIK TARİHİ…
24.11.2022 19:34
0
A+
A-
Reklamlar

Yök kurulduğu günden beri bazı konularda belki çok doğru işler yapmış olabilir. Bu benim ve 100 bine yakın Diploma Denklik mağdurlarının umurunda bile değil. Elbette ki, anayasal bir kurumun doğru işler yapmasını bekliyoruz. Bu onların asli görevidir. Bu yazıda biz yine Yök’ün yurt dışı mezunlarına yaptığı eziyetleri ve kötülükleri anlatmaya devam edeceğiz.

Binlerce yıl boyunca, onlarca devlet kurmuş Türkler Anadolu’ya yerleştikten sonra, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde genç Türkiye Cumhuriyetini kurmuşlardır. Dönemin en büyük emperyalist güçlerine çok ağır yenilgiler yaşatan Mustafa Kemal Atatürk tüm mazlum milletlere bağımsızlık yolunda, çok büyük bir ilham kaynağı olmuştur.

Ne yazık ki, genç Türkiye’nin içinde ve dış dünyada meydana gelen olaylar ve sürekli askeri darbelerle kesintiye uğrayan demokratik yaşam, 12 Eylül 1980 darbesi ile bir kez daha kesintiye uğramıştır. Darbe gerçekleştiğinde, dönemin Amerika Birleşik Devletleri Genelkurmay başkanı “Bizim çocuklar işi başardı” diye açıklama yapmıştır. Böylece darbeyi yapanların kimlerin çocukları olduğu ortaya çıkmıştır. Emperyalist güçlerin uşaklığını yapanların, bu topluma ne büyük acılar yaşattığını da, ilerleyen yıllarda görülmüştür. Darbe sonrası toplum bir kere daha otoriter ve baskıcı bir askeri yönetimin baskısı altında ezilmeye başlamış ve geniş halk kitleleri, işkenceler, tutuklamalar ve bir yığın insan hakları ihlalleri ile toplumsal bir travma yaşamıştır.

Türk toplumu bu makus talihini değiştirmeye çalışırken, karşılaştığı en acı askeri darbe 12 Eylül askeri darbesidir. Darbe sonrasında beş tane generalin imzasıyla kurulan Yükseköğretim Kurulu’nun  daha kuruluş felsefesi ve kurgulanışında hata vardır. Yök 40 yıldır Türk yüksek öğretiminin önündeki en büyük engel olduğu gibi,  bağımsız ve özerk olması gereken üniversitelerin bilim üretmesinin de önündeki en büyük engeldir. Bu nedenle her daim dediğimiz gibi; Yök bu milletin bağrına  saplanmış bir hançerdir. İlk başkanı İHSAN DOĞRAMACI ile başlayan kurum faaliyeti 40 yıldır adeta İNSAN DOĞRAMACI bir kuruma dönüşmüştür. Yök insan öğüten bir değirmen gibidir. Yök o nedenle BU ÜLKENİN YETİŞMİŞ KALİTELİ İNSAN KAYNAĞINI DAHA KAYNAĞINDA KURUTMAK AMACIYLA KURULMUŞTUR diyoruz. Anayasal bir kurum olması ve özerk olması sebebiyle 40 yıldır özerklik kisvesi altında hukuksuzluğu kurumsal bir kültür olarak alışkanlık haline getirmiştir. Bu nedenle de, derhal kapatılarak, toplumda yarattığı derin yaralar ile birlikte tarihin karanlık sayfalarında yerini alması gerekir. Ülkenin başkentinin ortasına yaklaşık 209 tane üniversitenin amir kurumu olarak ihdas edilmiş, böylesine bir anayasal kurumun, Diploma Denklik biriminin etrafı  eski Yök başkanı Yekta Saraç talimatıyla pimapenle kapatılmıştır. Modern bir ülkeye kesinlikle yakışmayan, feodal dönem

kamu kurumları gibi görünen, Denklik birim ise 1978 yılındaki Güngören vergi dairesine benziyor. Kurumun denklik biriminde yurtdışından gelen öğrencileri köpek azarlar gibi azarlayan memurlardan oluşan, yaklaşık 52 personelin sadece 11 tanesinin üniversite mezunu olduğunu, geri kalanların ise ortaokul ve lise mezunu olduğu gelen duyumlar arasındadır. Sözde denklik başvurularını hızlı bir şekilde sonuçlandırmak için kurulduğu belirtilen, Diploma Denklik Otomasyon sistemi tam bir fecaattır. Bir denklik başvurusu 3 yıldan fazla bekletilirken, bir diploma teyidinin bile 2 yıldır yapılmadığını düşündüğümüzde maksadın kesinlikle denklik vermemek olduğunu anlıyoruz. Üstelik bu Denklik meselesini eğitimde kaliteyi korumak maksadıyla yaptıklarını, yurt dışına giden öğrencilerin ÖSYM sınavlarının arkasına dolanmak amacıyla  gittiklerini, ayrıca tanınmayan okullardan mezun oldukları iftirasını atarak, kamuoyunda yurt dışı mezunlarını adeta vebalı gibi göstermeye çalıştıklarını da belirtmek gerekir. Bizzat Yök başkanı 3 defa televizyona çıkarak gözümüzün içine baka baka TANINMAYAN OKULLARDAN mezun olduğumuzu belirtmiş ve açıkça yalan söylemiştir. Hatta mecliste haziran-temmuz aylarında  millet vekilleri ile yaptığımız görüşmelerde, bazı millet vekillerine Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde bile TANINMAYAN OKULLAR olduğunu belirterek, denklik mağduru olan KKTC üniversitelerinden mezun olanları da zan altında bırakmaya çalıştıklarına şahit olduk. Oysa ki, ülke içinde eğitimde fırsat eşitliği kalmadığı için, yakın coğrafyada bulunan ve Lizbon sözleşmesine taraf ülkelerde okuyan bu fakir halkın çocukları, devletin altına imza attığı uluslararası bir sözleşmeye güvenerek gidip okudular. Üstelik bu sözleşme 5463 sayılı Lizbon sözleşmesi kanunu ile iç hukukumuza bile dahil edilmiştir. Yök sırf  bazı torpilli kişilere DOĞRUDAN DENKLEŞTİRME eğitimlerini alması için, LİSANS TAMAMLAMA kararı verirken, diğer binlerce öğrenciye YÜZYILIN İCADI SEVİYETESPİT SINAVI dayatması ile tüm diplomaları değersiz bir kağıt parçası haline getirmiştir. Aslında yapılması gereken herkes için DOĞRUDAN DENKLEŞTİRME EĞİTİMLERİNE karar vermek ve öğrencinin eksik olan derslerinin bir üniversitede başarı ile vermesini sağlamaktır. Bunu yapabilmek için alınan diplomanın Türkiye’deki eşdeğer bölümünde bulunan derslerle  transkiript mukayesesi yapılması gerekir. Transkiript mukayeselerini 3 tane bilirkişi eğitimi almış ve temel bilirkişi eğitimi sonrasında yemin etmiş, Yök’ten bağımsız 6754 sayılı Bilirkişilik kanunu’na göre TEMEL BİLİRKİŞİLİK EĞİTİMİ almış, BİLİRKİŞİ HOCALAR’dan oluşacak intibak komisyonları marifetiyle yapılması gerekir. Bu intibak komisyonu raporları sonucunda eksikliği tespit edilen dersleri, öğrenci bir üniversitede başarı ile vermesi halinde denklik belgesini almaya hak kazanması gerekir.  Maalesef ki, DENKLİK ENDÜSTRİSİ buna izin vermiyor. Kurumun dışında bulunan, fakat içeride karar vericilere olağanüstü baskı kuran;  ULUSLARARASI EĞİTİM VEDANIŞMANLIK ŞİRKETLERİ, sözde kar amacı gütmeyen, fakat özde

bir kapitalist tüccar zihniyeti ile yönetilen Vakıf üniversitelerinin mütevelli heyetinde bulunan EĞİTİM BARONLARI ile Seviye tespit sınavlarına hazırlık eğitimi veren DERSHANELER bu işin önündeki en büyük engeldir. Oysa ki Diploma Denklik Platformu olarak, 6 Eylül 2019 tarihinde Yök binası önünde yapmış olduğumuz eylemde de, dile getirdiğimiz gibi, bu meselenin çözümü noktasında, devletin bu meseleyi kökten çözmesi için, gerek devlet üniversitelerinde gerekse, vakıf üniversitelerine binlerce yurt dışı mezunu öğrencilerin makul bir eğitim ücreti karşılığında yerleştirilerek, bu DENKLEŞTİRME EĞİTİMLERİNİN yaptırılmasını talep ettik. Ayrıca geçen sene önde gelen bir çok Vakıf üniversitelerine bu denkleştirme eğitimlerine ilişkin talep dilekçeleri hazırladık. Matbu dilekçelerle başvurular yaptık. Bu dilekçelerde konunun Yök ile görüşülerek tüm paydaşlar için uygun bir çözüm yolu bulunabileceğini, hem bu işten devletin, hem vakıf üniversitelerinin hem de öğrencilerin kazançlı çıkacağını belirttik. Vakıf üniversiteleri böylece yıllardır dolduramadıkları kontenjanlarını, her yıl yurt dışından gelecek olan denklik almak isteyen öğrencilerle doldurabileceklerini belirttik. Fakat kapalı kapılar arkasında nasıl bir menfaat çatışması yaşandı ki, bir türlü bu konuda adımlar atılmamıştır. Belli ki, yurt dışına öğrenci gidişini özendireceği düşüncesi ağır bastı. Oysa ki, Lizbon sözleşmesi sayesinde Türkiye’ye gelen yabancı öğrenci 300 bine yaklaşmış, yurt dışına Türkiye’den giden öğrenci sayısı ise, yaklaşık 40-50 bin civarındadır. Lizbon sözleşmesinden Türkiye’nin yükseköğretim sektöründe  ciddi bir geliri bulunmaktadır. Fakat Yök’teki totaliter zihniyet, Diploma Denklik meselesini sanki bir Devlet politikası gibi empoze ederek, devletin bu işten zararı varmış gibi kamuoyuna yönelik algı operasyonu yapmaktadırlar. Çünkü bir hukuk eğitimi için senede 160 bin lira eğitim ücreti talep eden, vahşi kapitalizmin sözde kar amacı gütmeyen, özde ise, tüccar zihniyeti ile yönetilen bu üniversite sahipleri, devletin içindeki karar merciinde bulunan siyasi kişilere de baskı yaparak, bunu engellemektedirler.  

SONUÇ VE ÖNERİLER:

Yök Diploma Denklik davalarını kendi lehine çevirmek için, Anayasa’nın 138. Maddesine aykırı olarak, Ankara Bölge İdare Mahkemesi Başkanı ve Hakimlerine açıkça brifing vermiştir. Bu brifing sonrasında davaların çoğunu öğrenciler kaybetmişlerdir. Hak araba umudu kalmayan binlerce mağdur dava açmaya ve hak aramaya bile gerek görmemektedirler. Yargı Anayasaya, kanunlara ve Uluslararası sözleşmelere aykırı kararlar ile tarihin en kötü dönemindedir.

Yök, Denklik otomasyon sistemi üzerinde her türlü hukuka aykırı şablon kararlarla binlerce denklik başvurularını türlü bahanelerle red ederken, hemen hemen tüm siyasi partilerin içinde siyasi gücü olan kişilerin çocuklarına ve yakınlarına kolaylıkla denklik belgesi verebilmektedir. Ayrıca Suriyeli ve diğer yabancı uyruklu kişilere beyana dayalı hiçbir resmi belgesi olmadan da denklik belgesi verilmektedir.

Yök 40 yıldır siyasi iktidarları kandırdığı için, hiçbir iktidar Yök’ü kapatamamıştır. Siyasetçiler Yök’ü kendi çıkarları için kullanırken, Yök’deki karar vericiler de siyasetçilerin yakınlarına denklik belgesi verdikleri için, siyasetçilere direnebilmektedirler. Yök her siyasi parti ile dirsek teması halindedir. Yök bu nedenle tüm siyasi partilerin adeta arka bahçesi olmuştur.

Gelinen noktada; Diploma Denklik meselesi Filistin sorunu gibi çözümsüz olarak kalmıştır. O nedenle bu sorun artık siyasi bir sorundur. Siyasi bir sorunu da, siyasetçiler kanunla çözmek zorundadır. 17 Kasım 2022- İstanbul

DİPLOMA DENKLİK PLATFORMU

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.