Yazarımız, Zeynep İnan, Ceyhanlı olup eğitime olan tutkusu ve doğa sevgisiyle tanınan bir köşe yazarıdır. Yazılarında geçmiş değerlerimize olan bağlılığını ve bu değerlerin önemini vurgular. Hem ilgi çekici hem de düşündürücü haberler yaparak okuyucularına ilham verir. Zeynep İnan, samimi ve saygın kişiliğiyle Beşiktaş Çınar Gazetesi’nde değerli katkılar sağlamaktadır.
Zeynep İnan’ın kapıları… Eski evlerin eski kapıları hep içimi burkar benim. Kapıdan girip çıkanların duygularını her zaman merak ederim.
Nice kavuşmalara, nice ayrılıklara, sevinçlere, hüzünlere tanıklık ettiler kim bilir. Kimlerin yüzüne kapandı, kimler sevgiyle hasretle sarmalandı.
Eski kapıların bir ruhu olduğunu düşündüm. O ruh ki; ayrılıklara tanık, kavuşmalara tanık, hoşgeldinlere, defollara, akşama erken gellere, ne olur arkanı unutmalara tanık. Zor bir tanıklıktır bu tüm duyguların harmanlandığı.
İnsan doğar, kapıdan içeri girer. Kapının beri yanını yuva beller. Orada kendini güvende hisseder, uyur, uyanır, yer, içer, sever, sevilir ya da hiç sevmez sevilmez. Kapının öte yanı öyle midir? Tehlikelidir, tekin değildir, güvende hissetmezsin. Nereye gidersen git sonunda mutlaka tilkinin kürkçü dükkanına dönmesi misali kapıdan içeri girmek istersin. Kapına gelip de beri yana geçip kapıyı kapattın mı, dış dünyada verilmiş, kazanılmış ya da kaybedilmiş bütün savaşların ardından derin bir ohhh çekersin. Şöyle bir tas sıcak çorbayı belki loş bir ışığın hüzmelerinin aydınlattığı masanda yersin, sıcak soba başında derinlere dalarsın.
Kapı huzurunu korur, tüm zırhlarını eşikte bırakırsın. Bazen de kapının beri yanında zırh giymek zorunda kalırsın. İşte bu galiba en zorudur. Huzur bulman gereken yer hapishanen olur. Sanıyorum ki, bu da dünyadaki cehennemdir. Hep derler ya “mutlu bir aile, erken gelen cennettir.” Kapının berisinde zırh giymek zorunda kalmayan şanslılardansanız eğer, huzuru bu dünyada bulmuşsunuz demektir.
Eski evlerin ve eski kapıların büyüsü sadece nostalji değil; aynı zamanda bir ruh, bir sessiz şiirdir. Bizi içeri değil derinlere davet eder.